Baktıkça ölüyorum, sana ben gibi sarılan kollara.
İçimi döküyorum vurduğum günahsız tüm camlara.
Kanayıp duran şu elime, seni atamayan şu içime
Ben ölmeden bir şey söyle.
Bu gece uykularımı bıçak gibi saçlarınla böldün.
Elini bastın inadına yarama.
Bana son 'seviyorum' dediğin nefesini
Dök su gibi mezarlarıma.
O gece dizlerinde öldüm.
Bu cinayetine boşuna bir iz arama.
Sana son 'seviyorum' dediğim nefesim
Olur kan izi duvarlarına.
Kimlerde kokun var...
Dönmüşsün ne fark eder?
Delinmiş kalbimi gören sende zanneder.
Sarılmam üzülme, artık kendime bile.
Saçından kopup gelir omuzlar cenazeme.
Yasak mıdır kokun bana?
Bu dört duvarda yana yana arıyorum,
Ne sana kalmış sevda ne bana.
Çiğneyip kalbimi sürüklediğin sokaklara bakıyorum,
Ne sana kalmış sevda ne bana.
Yasak mıdır kokun bana?
Bu dört duvarda yana yana arıyorum,
Ne sana kalmış sevda ne bana.
Çiğneyip kalbimi sürüklediğin sokaklara bakıyorum,
Ne sana kalmış sevda ne bana.
Yüzüne değil aynalara hesap sordum, sustu bana.
İçimi söken bu ağlama ninni gibi duyanlara.
Beni attığın mezarlara git istersen utanmadan.
Yanıma değil, saçlarını yasladığın omuzlara.
Kimlerde kokun var...
Dönmüşsün ne fark eder?
Delinmiş kalbimi gören sende zanneder.
Sarılmam üzülme, artık kendime bile.
Saçından kopup gelir omuzlar cenazeme.
Yasak mıdır kokun bana?
Bu dört duvarda yana yana arıyorum,
Ne sana kalmış sevda ne bana.
Çiğneyip kalbimi sürüklediğin sokaklara bakıyorum,
Ne sana kalmış sevda ne bana.
Yasak mıdır kokun bana?
Bu dört duvarda yana yana arıyorum,
Ne sana kalmış sevda ne bana.
Çiğneyip kalbimi sürüklediğin sokaklara bakıyorum,
Ne sana kalmış sevda ne bana.